Sayfalar

Fotoğrafım
İnsanın kendi hakkında ne diyeceğini bilmesi için bu konuda ayrıntılı bilgiye sahibi olması gerekiyor. yani insan önce kendini tanımalı... ve bunun içinde ben kimim sorusunu kendisine sorup yıllarca sürecek bir kovalamacanın içerisine girmesi gerekli. açıkçası ben kendime bu soruyu şöyle adam akıllı maskelerimi çıkarıp, aynanın karşısına geçip soramadım.. Ayrıca bu iş için insana biraz da cesaret lazım... her yiğidin harcı değil anlayacağınız...

6 Aralık 2008 Cumartesi

aynadaki ile konuşmalar

Aynanın karşısına geçip bakardım karşımda gördüğüm savaşçının gözlerinin bebeğine... o zaman ne içki içmek ne sanat yapmak ne de zikir'e gerek kalırdı başkası olmak için... eğer yoğunlaşırsan o gözbebeklerinin üzerine başka birini görürdüm. arasıra rastlaştığım ama pek samimi olmadığım biri karşımda duruverirdi. ona bakardım, sonra şaşırır "sen böyle biri misin?" diye sorardım. komik bulurdum herşeyi biraz karasından...
sonra aynalardan sıyrılıp günün herhangi bir saatinde herhangi bir mekanında herhangi biriyle konuştuktan sonra kendime sorardım "eee heval, ne yaptın sen öyle" yada "ulan iğrenç bir adamsın sen, rezil oldun" der, gülerdim yolda yanımdan geçenlere aldırmadan...
konuşurdum kendimle doyasıya... yanlızlıktan değildi bu, kendimle olan samimiyettendi... severdim aynadakini, gülüp geçerdim, çok dalga geçerdim... kendimle olan her muhabbetten sonra kendime biraz daha yaklaşırdım. onu daha çok severdim, daha tatlı bulurdum anlayacağınız...
hele de sevgili terketmişse eğer o zaman malzeme boldu, "ulan yine mi terkedildin sen" demek ve beynimin ince derin noktalarından sızlayan dalgaları alaşağı eder ve güldürürdü beni... beni kendimle olan muhabbetin tadına en çok dostlardan kazık yediğimde varırdım... gülerdim yaptığım şakalara.
insanın kendi kendine konuşması aptallık göstergesi olabilir belki, ama kendisiyle konuşması samimiyet dercesini gösterir... aynadakiyle her muhabbet sonrası samimiyet artardı...

Hiç yorum yok: